Amerikalı seri katil Edmund Kemper’ın gerçek yaşam öyküsünden uyarlanan bu hikâye, derin bir psikolojik çözümlemeyle karşımıza çıkıyor. Henüz 15 yaşındayken büyükanne ve büyükbabasını öldüren Kemper, işlediği bu ilk cinayetlerin ardından genç yaşta cezaevine gönderilir. Yıllar sonra şartlı tahliye ile serbest bırakıldığında ise, toplum için daha büyük bir tehdit haline gelir. 1972 ve 1973 yıllarında sekiz kadını acımasızca öldüren Kemper, sonunda öz annesini de vahşice katlederek korkunç suç zincirini tamamlar. Bu karanlık ve rahatsız edici öykü, insan zihninin derinliklerinde saklanan şiddet dürtüsüne ve bastırılmış öfkenin ne denli tehlikeli sonuçlara yol açabileceğine dikkat çeker.